* Hayatın İntikamı *

Bundan seneler önce okuyup hiç bir şey anlamadığım o köşe yazısını şimdilerde dilimden düşürmüyorum. Anlatmak istediklerini öyle iyi anlıyorum ki...

Çünkü tam da o yaşımdayım! Koşuşturmaya başlamanın telaşı ve korkusu üzerimde.

Öyle sindirerek öyle anlayarak okuyorum ki her kelimesini....
2004 yılında yazılmış Ece Temelkuran' a ait bir köşe yazısı. Sizlerle de paylaşmak istedim.


Hayatın intikamı
    Ne zaman üniversitelere konuşma yapmaya gittiysem ya da ne zaman benden daha genç biri benim ondan daha fazla bir şey bildiğimi sanarak bana sorduysa "bu işin olurunu", dedim ki:

    Üniversiteyi bitirince hemen çalışmaya başlama. Git, dolaş, ülkeler gez, aç kal, meteliğe kurşun at, ama ne yap et, koşturmaya başlamadan önce biraz amaçsız yürü. Maceraya çık, bedeli ne olursa olsun bunu yap.

Çünkü...
    
Çünkü hayat, onu erken anladığını sananlardan çok fena alır öcünü. Bir şeyi vaktinde yaşamadan geçersen, çok sonra, seni rezil etme pahasına, sana yaşatır o eksik bıraktığın bölümü. Âşık mı olmadın on altı yaşında? Gelir seni kırk beşinde bulur, en olmaz zamanda. Maceraya mı çıkmadın yirminde? Sürükleye sürükleye götürür seni otuz beşinde. Yırtık kot, yer bezinden hallice bir kazak giyip, nasıl göründüğüne aldırmadan geçiremedinse öğrencilik yıllarını mesela, elli yaşında, artık kalabalıkların gözleri seni hiç de öyle görmeyi beklemezken, sana giydirir o kot pantolonu. Hayatı sakın erkenden yaşama, sonradan çok fena komik eder adamı. Serserilik ederek geçirmeli insan serserilik edilecek yaşları. Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını. 

Kendini yaşatıncaya kadar yapışıp kalır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar